23.04.2009

-VELAYET AYETİ...

a) Evvela ayette geçen hasr-sınırlama (sizin veliniz sadece Allah, Resulü ve iman edipte...), bu velayete mazhar olanların belli bir özelliğe sahip olduklarını gösteriyor. Aksi takdirde bunu sınırlamanın bir anlamı olmaz. Yani gerçek mu'min olan ve ayette sizin açıkladığınız şekildeki özelliğe sahip olan herkes bu velayete sahip olur. Oysa ayet, bunun böyle olmadığını getirdiği sınırlamayla ortaya koymaktadır.b) Eğer ayetteki rukudan bildiğimiz normal ruku kastedilmezse, ayetteki salat kelimesi de namaz olarak değil, mesela dua olarak algılanmalıdır. Zira bu ikisi peş peşe geliyor. Oysa bunu kimse söylememiştir. Neden salat namaz diye tefsir edilsin de, sıra rukua gelince zihinlerden uzak bir mana kastedilmiş olsun?!c) Hepsinden önemlisi, ayetin sebeb-i nuzulü hakkında Şia ve Sünni kaynaklarda nakledilen hadislerdir. Bu hadisler, ayetin belli bir olayın ardından, yani Hz. Ali'nin (a.s) namaz halindeyken rukuda saile verdiği sadakanın ardından nazil oluğunu ortaya koymaktadır; bunlardan bie örnek vermekle yetinmek istiyoruz: Ehl-i Sünnet'in önde gelen fakih ve tefsir yazarlarından olan Ebu İshak Ahmet bin Muhammed bin İbrahim En-Nisaburi Es-Salebi'nin "El-Kebir" adlı tefsirinde mezkur ayetin nüzul sebebi olarak Ebuzer'den şöyle nakledilmiştir:Ebuzer şöyle demiştir: "Ben şu iki kulağımla işittim, aksi taktirde her ikisi de sağır olsun ve şu iki gözlerimle gördüm, aksi taktirde her ikisi de kör olsun ki, Hz. Resulullah şöyle buyurdular: "Ali insanların önderidir, Ali kafirleri katledendir, ona yardım edene yardım olunur, onu yalnız bırakan yalnız bırakılır." Daha sonra Ebuzer şöyle devam etmiştir: "Bilin ki, bir gün benim Hz. Resulullah ile birlikte namaz kılmakta olduğum bir sırada bir dilenci mescitte talepte bulundu kimse ona bir şey vermedi. Bu sırada Hz. Ali rüku halindeydi. Elinin küçük parmağını ona doğru uzattı. O parmağına yüzük takardı. O dilenci gelip yüzüğü Hazret'in parmağından çıkarıp aldı. Bunun üzerine, Hz. Resulullah yakararak Allah'a şöyle dua etti: "Allah'ım kardeşim Musa sana dua etti ve: "Rabbim! Gönlümü aç. İşimi kolaylaştır. Dilimdeki düğümü çöz ki, sözümü anlasınlar. Ailemden bana bir yardımcı ver. Kardeşim Harun'u. Onunla kuvvetimi artır. Onu işime ortak et ki, seni çokça tespih edelim, çokça analım. Şüphesiz sen bizi görensin" dedi. [Tâhâ: 25. ayetten 35. ayete kadar] Sen de ona: "Senin isteklerin sana verildi, Ey Musa!" [Tâhâ: 36] diye vahyettin. Allah'ım! Ben de senin kulun ve peygamberinim. Benim de gönlümü aç, işimde kolaylık sağla, ailemden Ali'yi bana yardımcı ver, onunla kuvvetimi artır." Ebuzer diyor ki: "Andolsun Allah'a henüz Hz. Resulullah'ın sözü tamamlanmamıştı ki, Cebrail "Sizin veliniz ancak Allah, O'nun peygamberi ve namaz kılan ve rüku halinde zekat veren mü'minlerdir. Kim Allah'ı, peygamberini ve inananları veli kabul ederse, bilsin ki, şüphesiz Allah taraftarı olanlar üstün gelirler" [Maide: 55, 56] ayetini getirdi."[ Mecme-ül Beyan, c.3 s.210, El Gadir, c.2 s.52, El Mizan, c.6 s.19] Bu rivayet, Ehl-i Sünnet kaynaklarında ayetin nüzul sebebi hakkında nakledilen rivayetlerden sadece bir örnekti. Bu konuda İbn-i Selam ve İbn-i Abbas'tan da aynı mazmunda nakledilen hadisler yine Sünni kaynaklarda nakledilmiştir. İsteyenler aşağıdaki kaynaklara müracaat edebilirler:Bkz. Şevahid-üt Tenzil Haskani Hanefi'nin S. 161, Menakıb-i Ali bin ebu Talib İbn-i Meğazili Şafii'nin s. 311, Kifayet-üt Talib, Genci Şafii'nin s. 228, 250, 251, Zehair-ül Ukba Muhibbiddin Taberi'nin s. 88, 120, El Menakıb Harezmi Hanefi'nin s. 178, Tarih-i Dimeşk İbn-i Asakir Şafii'nin c. 2 s. 409, El Fusûl-ül Mühimme İbn-i Sabbağ El Maliki'nin s. 123, 108, Ed-Dürr-ül Mensur Suyuti'nin c. 2 s. 293, Feth-ül Kadir Şefkani'nin c. 2 s. 53, Et- Teshil liulum-it Tenzil Kalbi'nin c. 1 s. 181, Keşşaf Zemahşeri'nin c. 1 s. 649, Tefsir-üt Taberi Teberi'nin c. 6 s. 288, 289, Zad-ül Mesir İbn-i Cevzi Hambeli'nin c. 2 s. 383, Tefsir-ül Kurtubi c. 6 s. 219, 220, Feth-ül Beyan fi Makasid-ül Kur'an c. 3 s. 51, Esbab-ün Nüzul Vahidi'nin s. 148 ve Türkçe tercümesi s.161, Tefsir-ül Celaleyn s. 213, Tezkiret-ül Havvas Sıbt bin Cevzi Hanefi'nin s. 18, 208, Nur-ül Ebsar Şeblenci'nin s. 71, Yenabi-ül Meveddet Kunduzi Hanefi'nin s. 115, Tefsir-ül Kebir Fahri Razi'nin c. 12 s. 20, Tefsir-i İbn-i Kesir c. 2 s. 71, Ahkam-ül Kur'an Cessas'ın c. 4 s. 102, Mecme-üz Zevaid c. 7 s. 17, Ensab-ül Eşraf Belazuri'nin c. 2 s. 150, El Havi lil Fetava Suyuti'nin c. S. 139, 140, Kenz-ül Ümmal c. 6 s. 391, 405 ve c. 15 s. 146, 95, Riyaz-ün Nazre c. 2 s. 273 Müsned-i Ahmet bin Hanbel c. 5 s. 38, Metalib-üs Sual İbn-i Talha Şafii'nin s. 31, Feraid-üs Simteyn c. 1 s. 11, 190 ve....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder