23.04.2009

-BÜTÜN SAHABELER ADİLMİDİR?( Ehli sünnet kaynaklarında)

İslam tarihini objektif bir gözle okursanız, sünnierin "bütün sahabeler adildir" safsatasına gülmekten başka bir şey yapamazsınız. Hem imam Ali a.s. ve hemde etrafındaki şiaları sefalet içindeyken, onlara kin ve düşmanlık besleyenler nedense altın ve gümüş yığıp duruyorlardı. Ömer'in halifelik seçiminde veto hakkı verdiği Abdurrahman bin Avf. seçimde oylar üçe üç kalınca kendi can dostu Osman'dan yana oy kullandı. Nitekim kendisi de daha sonra Osman tarafından bol bol ödüllendirildi. Osman, İslam ümmetinden toplanan vergi ve zekatların bir kısmını ona vermeyi caiz gördü.Osman, o zor yıllarda Bedir’de kendilerinden sayıca çok üstün olan müşriklere karşı cihada giden Müslümanlara eşinin hastalığını bahane ederek katılmadı. Osman’a göre evde karısının başında oturmak Allah yolunda savaşmaktan daha kutsaldı. Uhud savaşında ise İslam ordusu bozguna uğrayınca çöle doğru öyle bir kaçış yaptıki oradan dönmesi uzun zaman aldı. Ebu Bekir ve Ömer ise kaçmakta Osman’dan geri kalmadılar, Uhud dağının zirvesine tırmandılar adeta. Lakin Ali a.s. Bedirde nerdeyse İslam ordusunun yok ettiği müşriklerin yarısını öldürmüştü, aralarında sonradan kendisine düşmanlık yapacak birçok sahabenin akrabaları vardı. Uhudda ise diğerleri can havli ile kaçarken O Resulullah’ın önünde siper oluyordu. Bütün bunlara rağmen, O ilim kapısı, abidlerin abidi, Allah’ın arslanı, Peygamberi en yakın bilen cömert Ali, kendisi ile boy ölçüşemeyecek bu koşu şampiyonu insanların gazabına uğradı. Abdurrahman bin Avf, Osman'ın Ali'den daha üstün olduğuna kanaat getirdi ve Halifeliği Osman'a verdi. Karşılığını da Osman'dan almaktan gecikmedi.Ashab-ı Suffeden olan Ebu Hureyre, Peygamber devrinde karın tokluğuna yaşayan biriyken, Muaviye ve Ümeyyeoğulları adına ısmarlama hadis işine girişince birden bire köşelik bir burjuva haline geldi de kimse merak etmedi bu iş nasıl oldu diye. Çok değil daha bir kaç yıl önce Ömer "Sen Allah'ın malını mı çaldın bu kadar zengin oldun ey hırsız!" deyip kendisini kırbaçlamış ve topladıklarını elinden almıştı. Lakin Muaviye (la) kedilerin babasına yalanlar uydurması karşılığında yine bir servet sunmuştu. O yalanlar şimdi hala kütübü sittede özelliklede Buhari'nin eşsiz sahihinin içinde dolaşıp durur. Sahabenin derin adaletinden şüphe etmeyen Ehli Sünnet kardeşlerimiz ise O kedi babası rivayetler ile derin bir huşu içinde amel edip durular.Sad b. ebi vakkas'da kedilerin babasından pek geri durmadı, Muaviye'nin yanında durmakla o da toplayacağını topladı, güzel güzel katlı konaklar yaptırdı kendine. Ama gene de bir nebze vicdanı varmış ki Muaviye ondan imam Ali'ye küfür etmesini istediğinde bunu yapmadı. Lakin gene de istediği servete kavuştu.

Hz. Peygamber (s.a.a), kıyamet günü, cehenneme gidecek olan ashabına da ashabım, ashabım diyecektir ama yapmış oldukları amellerden dolayı cehennemi boylayacaklar. İşte hadisler:
Ehlisünnet'in Sahi-i Buharî ve Sahih-i Müslim gibi birçok kaynaklarında geçmektedir. Örneğin:

1- Buhari İbn-i Abbas'dan Resulullah'ın (s.a.a) şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
"(Kıyamet günü) ashabımdan bazıları tutuklanacak. Ben: "Bunlar ashabımdır!" diyeceğim. Cebaven şöyle denilecek: "Onlar, sen aralarından ayrıldıktan sonra eski hallerine dönerek mürtet oldular."

(Sahih-i Buhari, c.4, s.142, (s.664, rakam: 3447) Kitabu Bed'ul halk, babu vezkur filkitabi Meryem. Sahih-i Muslim, hadis: 2860. Sahih-i Buhari, c.4, s.110, (s.640, hadis: 3349) bab: kavlullah teala vettexezellahu ibrahime Halilen. Yine Sahih-i Buhari, c.5, s.240, (hadis: 4770). Sahih-i Muslim, c.7, s.157, hadis: 2860)

2- Diğer bir rivayette de Ebu Hureyre'den şöyle dediği nakledilmiştir:
"Şüphesiz onlar eski hallerine dönerek mürtet oldular."
[size=9](Sahih-i Buhari, c.7, s.207, (s.1259) hadis: 6585, Kitabu'r-Rikak, babun fil havz)

3- Müslim Ebu Hureyre'den, o da Resulullah'dan (s.a.a) şöyle buurduğunu nakleder: "(Kıyamet günü) Ben ashabımdan önce Havzun yanına varacağım. Bilin ki bazıları sapık develerin kovulduğu gibi havuzumdan kovulacaklar. Ben onları çağırarak: "Beri gelin" diyeceğim. Bana denilecek ki: "Şiühesiz onlar senden sonra değiştiler." Bu esnada ben diyeceğim ki: "Yok olsunlar, yok olsunlar."
(Sahih-i Muslim, c.1, s.150, hadis: 249; kitabut tahare, bab: 12)

4- Buhari Ebu hureyre'den şöyle nakleder: Resulullah (s.a.a) buyurdu ki: "Kıyamet günü ayakta durduğum bir sırada bir grupla karşılaşacağım. Onları tanıdığımda bir adam ortaya çıkarak "Gelin" diyecek. Ben: "Nere?" diyeceğim. "Vallahi cehenneme" diyecek. "Onların durumu nedir?" diyeceğim. Diyecek ki: "Onlar senden sonra eski hallerine dönerek mürtet oldular."
(Sahih-i Buhari, c.7, s.207, (s.1259) hadis: 6587, hadis: 6587, Kitabu'r-Rikak, babun fil havz)

5- "Kıyamet günü ashâbımın önde gelenlerinden bazısını getirip amel defteri siyah olanlarla birlikte haşredecekler. Ben "ALLAH'ım! Onlar benim Ashâbım!" dediğimde, şu cevabı duyacağım: "Senden sonra bu Ashâbının neler yaptıklarını bilmiyorsun!" O zaman ben de o salih kulun sözlerini (Mâide, 117'de Hz. İsa'nın (s.a) sözü kastediliyor) tekrarlayacak "..Ve ben aralarında bulunduğum sürece amellerine şahittim onların, beni aralarından aldıktan sonra da kendin şahid oldun" diyeceğim. Bunun üzerine bana şöyle denilecek: "Sen aralarından ayrılır ayrılmaz bunlar mürted olup eski hallerine döndüler"
(Sahihi Buhâri, Maide Suresi tefsirinde "... vekonto eleyhim şehiydâ..." babında ve Kitab'ul Enbiya "... veittehazALLAHi..." babında ve Sahihi Tirmizi "Saffet-ul Kıyame"ve "...Macâe fî şa'nul Heşr..." babları ve Tâhâ Suresi tefsiri kısmında.)

6- Bir diğer rivâyette de şöyle geçer:
"Kevser havuzu kenarında Ashâbımdan bazılarını bana getirirler. Ben onları tanıyınca -kim olduklarını onaylayınca- onları benden ayırıp götürürler. O zaman ben "Ya Rabbim! Ashâbımdı onlar..."dediğimde "Senden sonra onların neler ettiğini bilmiyorsun..." denilir bana."
(Sahihi Buhari, Kitab'ul Rıkâk, Fi'l Howz bâbı C.4,S.95 ve kitab'ul Fiten "macâe fi kavlillah-i Teala" babı ve Sünen-iİbni Mâce, kitab-ı Menâsık, "hutbe't-i yevminnehar" babı 5830. hadisve: Müsned-i Ahmed, C.1, S.453 ve C.3, S.28 ve C.5, S.48.)

7- Sahih-i Müslim'de de Hz. Resulullah'ın (s.a.a) şöylebuyurduğu kayıtlıdır:
"Kevser havuzu kıyısında, ashâbım ve arkadaşlarımdan bazısını bana getirip gösterirler; ben hepsini birer birer tanıdıktan sonra onları alıp götürürler. O zaman ben "ALLAH'ım! Onlar benim ashâbımdı" derim ve şu cevabı duyarım: "Bunların senden sonra neler ettiğini bilmezsin!.."
(Sahihi Müslim, kitab-ül Fezâil, "İsbât-ı harz-ı nebiyyina" babı C.4, S.1800, 40. hadis.)

Birçok hadis kitaplarında Hz Peygamber’in (s.a.a) hataya düştüğünü, günah işlediğini, ve sözde sahabelerden bazılarıının bütün kainatın yüzü suyu hürmetine yaratıldığı Peygamberi (s.a.a ) uyardığını yazar!! (ALLAHım bu iftiralardan sana sığınırım)
Örneğin:

1) "Hazret namaz kılarken yanılmış, ve kaç rekat kıldığını bilememi!!"
(Sahih-i Buhari, c.1, s.123; yine c.2, s.65)

2) "ALLAH resulu namazda uyumuş, ve uykusu o kadar derinmiş ki, horladığını duymuşlar, ve daha sonra uyanarak abdest almadan namaza devam etmiş!!"
(Sahih-i Buhari, c.1, s.37, s.44)

3) "ALLAH resulu (s.a.a) güya ramazan ayında sabaha kadar cünüp bekler, böylece sabah namazını kazaya bırakırdı!!"
(Sahih-i Buhari, c. 2, s. 232-234)

4) Yine başka bir rivayette şöyle diyor:
"Bir gün, birisinin mescitte kuran okuduğunu gören Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu: "ALLAH rahmet etsin ona, o bana falan surelerden unuttuğum için artık okumadığım falan ayetleri hatırlattı!!"
(Sahih-i Buhari, c.3, s.152)

Bunlar Hz. Peygamber'e iftira değil mi? ALLAH'ın resulu ve bütün kainatın yüzü suyu hürmetine yaratıldığı bir resulün, Kuran süresinden bazı ayetleri unutması, ve bunu bir insanın iki cihan serverine hatırlatması, beyinsiz bir insanın bile bunu kabullenmesi mümkün mü?

Aslında hem resule hem ALLAH'a iftiradır bu ama anlayana. Ne diyor yüce ALLAH

"O heva ve heves üzere konuşmaz, o ne konuşursa ancak vahiydir."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder