4.04.2009

GAZALİ’NİN ASHABIN AHDİ BOZMALARI HAKKINDAKİ SÖZÜ

Siz Hüccet’ül- İslâm Ebu Hamid Muhammed bin Muhammed Gazali et-Tusi’nin Sırr’ul- Alemin kitabını inceleyecek olursanız, asla bizi eleştirmezsiniz. Dolayısıyla hakkı ispat etmek için bu kitabın 4. makalesinden sadece bazı bölümleri arz etmek zorundayım. Gazali orada şöyle diyor:

“Müslümanların çeşitli fırkaları Gadir-i Hum olayını ve o gün Peygamber-i Ekrem (s.a.a)’in okuduğu hutbeyi şeksiz şüphesiz doğru bilmiştir. Dolayısıyla her türlü itiraz batıldır. Nitekim Peygamber-i Ekrem (s.a.a) hutbesini bitirir bitirmez Ömer hemen Ali’yi tebrik etmiştir. Şüphesiz bu tebrik yeni bir emre teslimiyet ve Ali’nin hilafetine rızayet için gerçekleşmiştir. Ne yazık ki büyük bir sevinçle tebrik ettikleri halde nefs-i emmare onlara galip geldi ve makam sevgisi onların insani özelliklerini ve duygularını yok etti. Şehvetlerine uyarak güç bayraklarını dalgalandırdılar ve ordulara hükmederek ülkeleri fethetmeye yöneldiler, böylece tarih sayfalarına adlarını kaydetmek istediler. Nefsani heva kadehlerinden şarap içtiler, Kur’ân’ı arkalarına attılar, Peygamber-i Ekrem (s.a.a)’in sünnetini alaya aldılar, dinlerini dünyalarına sattılar ve Allah-u Teala ile çok çirkin muamelede bulundular.

Hakkı gizledikleri için ahirette hüsrana uğrayacaklardır. Eğer böyle olmasaydı Peygamber-i Ekrem (s.a.a), hasta yatağında kalem kağıt isterken, “Şüphesiz bu adam hezeyana kapılmış” sözünü işitir miydi? O halde Ebu Bekir’in hilafeti batıldır. Eğer hilafeti kurtarmak için icma silahına sarılırsanız, bu da asla doğru değildir. Zira Abbas, oğulları, Ali, Eşi ve çocukları hiçbirisi bu icmaya katılmadı, hatta Sakife’de olanlardan bazısı da bu icmaya muhalefet etmiş ve oradan ayrılmışlardır, ardından Ensar da açıkça muhalefet etmiştir.”

O halde gördüğünüz gibi Şiiler sizin büyük ve insaflı alimlerinizin söyledikleri dışında bir şey söylememekteler. Bize kötü gözle baktığınız için doğru sözlerimizi de eleştiriyorsunuz. Ama bunları yazan alimlerinize bir şey demiyorsunuz; hatta görmezlikten gelip geçiyorsunuz. Halbuki bilindiği gibi onlar ilim ve insaf üzere gerçekleri açıklamış ve tarihe kaydetmişlerdir.

Şeyh: “Sırr’ul- Alemin” kitabı Gazali’nin kitabı değildir; o böyle bir kitabı yazmaktan münezzehtir. Büyük alimler bu kitabın Gazali’ye ait olduğunu kabul etmiyorlar.

“Sırr’ul- Alemin” Kitabı Gazalinin Kitabıdır

Davetçi: Kendi alimlerinizden bir grup kimseler, bu kitabın imam Gazali’ye ait olduğunu söylemişlerdir. Şu anda aklımda olduğu kadarıyla konuları anlatmakta oldukça dikkatli olan, ihtiyatla yazan ve oldukça da bağnaz olan Yusuf Sibt bin Cevzi, Tezkiret-u Havas’il-Ümmet kitabının 36. sayfasında bu konuda imam Gazali’nin Sırr’ul- Alemin kitabından şahit göstermekte ve az önce ifade etmiş olduğum sözleri rivayet etmektedir. Bundan da anlaşıldığı gibi önce bu kitabın Gazali’nin olduğunu kabul etmektedir. Ayrıca bizim, toplantının vaktini göz önünde bulundurarak naklettiğimizden ettiğimizden daha fazlasını naklederek onunla aynı görüşte olduğunu vurgulamaktadır. Aksi takdirde bunun bir eleştirisini yapardı.

Ama bilindiği gibi taassup esiri alimleriniz bu tür gerçekler ve büyük alimlerin beyanları karşısında mantıklı cevap vermekten aciz kalınca, ya bu kitabın Gazali’ye ait olmadığını söylemekte, ya da onun Şii olduğunu ifade etmektedirler. Güçleri yetecek olursa da onları tekfir etmekte ve yok etmeye çalışmaktadırlar. Dolayısıyla bu alimlerin tek suçu, insaflı olmaları ve gerçekleri ortaya koymalarıdır.

Sırrın ortaya çıkması maslahat değildir,

Yoksa rintler meclisinde haber yok ki yok!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder